2 Nisan 2011 Cumartesi

16

konser başlamış olmalıydı. sesler geliyordu. haticeyle odadan çıkıp konser alanına doğru koşmaya başladık. arch enemy sahnede yerini almıştı, metallica'dan memory remains çalıyorlardı. neden bu şarkıyla giriş yaptılar ki, diye sordum hatice'ye. bilmiyorum ben de pek sevmem aslında, dedi. sahnenin ön tarafı çok kalabalıktı. bir de sağ yan tarafta uzayan bir kalabalık vardı. onun dışında bu ters L şeklinde konumlanmış seyircilerin ortası boştu. tam o anda angela gossow'la göz göz geldik. seyircilerin ortasına atladı önce sahneden, sonra kalabalığı aşarak boş meydana ulaştı ve bana doğru koşmaya başladı. herkes bize bakıyordu. ben de heyecanla ona doğru koşmaya başladım ve sarıldık birbirimize. amma amma neden bu kadar çirkindi angela? heyacanım yerini şaşkınlığa bırakmıştı. saçmalamaya başladım, do you like, no no, did you like turkey, diye sordum. off ne kadar gerizekalıyım, soracak başka soru mu kalmadı, diye zihnim bulanmaya başladı. yes, dedi angela. bakamıyordum suratına, çünkü çok çirkindi. sonra bana bi soru sordu, anlamadım. no, dedim. kızarak, no?, diye sordu bana. sanırım o da bana ülkesini seviyor muyum diye sormuştu amma ben şaşkınlıktan anlayamamıştım. kurtarmak için, sorry yes, falan demeye çalıştım ancak konuşamıyordum. şöyle bi aşağılayarak baktı bana ve koşarak sahnesine geri döndü. kalakalmıştım bense ortada. yoğun kalabalık deli gibi alkışlıyordu. bense hala neden bu kadar çirkindi bu kadın, diye şoktaydım.

1 yorum: