24 Nisan 2010 Cumartesi

9

annem ve babam ön koltuktaydılar. arabayı babam kullanıyordu. abim babamım arkasında, ben annemin arkasındaydım. anneannem de aramızda oturuyordu. istanbuldan denizliye dönüyorduk. sahil şeridinden ilerliyorduk. herkesin keyfi yerindeydi. etraf değişmeye başladı birden. her yerde arapça yazılar vardı; dükkanlarda, sokaklarda, apartmanlarda...babam değişiklik olsun diye irandan geçmeyi tercih etmişti denizliye giderken. sokaklardaki kadınlar hep baş örtülüydü amma hepsinin önden saçları görünüyordu. annem de çantasından siyah bi fular çıkarttı, göstermelik bi şekilde örttü kafasına. anneannem koltuğun ortasından dışarı bakıyordu. dar bir sokağa girdik sonra. sıra sıra dükkanlar vardı. tam ortadaki dükkanda camekanın arkasında uzun sakallı bir rahip, yanında da bir rahibe vardı. çok şaşırdım onları görünce. burası bir kiliseydi. iranın tam orta yerinde böyle bir yer olması baya ilginç gelmişti. biraz daha ilerledik arabayla. sonra biz indik abimle. sol tarafta yeşil bir park var, sağ tarafta apartmanların olduğu bir yokuşa geldik. abim aşağı doğru koşmaya başladı. ben de onunla koşuyordum. çocuklar vardı top oynayan. amma annem ve babam nerdelerdi? arabayı göremiyordum. anneannem uzaktan görünüyordu sadece. biz abimle baya koştuk sokaklarda. ne zamandır bu kadar eğlenmemiştim. sonra bir meydana çıktık. babamlarla burada buluşacakmışız meğer. tekrar bindik arabaya. babam, malezyaya uğrayalım ordan gideriz eve, dedi. ben sordum, malezyaya kadar gelmişken ben yazın japonyaya gideceğim ya oraya da uğrayalım mı? babam cevapladı, neden olmasın?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder